Kalça kırığı nedir? Ne sıklıkta görülür?
Kalça ekleminin alt tarafını oluşturan uyluk kemiğinin boynu ve civarındaki kırıklarına kalça kırığı denmektedir. Bu kırıklar özellikle yaşlılık döneminin önemli bir sağlık sorunu olarak karşımıza çıkmaktadır. Yaklaşık her 5 yaşlıdan birinin ömrü süresince kalçası kırılmaktadır.
Ülkemizde her yıl binlerce yaşlı insan kalça kırığı geçirmekte ve bu nedenle hastanelerde tedavi görmektedir.
Kalça kırığı nasıl ve neden oluşmaktadır?
Kalça kırığı gençlerde nadiren ve ancak trafik kazası gibi yüksek enerjili travmalarla meydana gelebilirken, yaşlılarda basit bir düşme kırık için yeterli neden olabilmektedir. Basit düşme sonucu kırık oluşmasında osteoporoz (kemik erimesi) önemli role sahiptir. Osteoporoz özellikle menapoz sonrası kadınlarda daha yaygındır ve bu nedenle ileri yaş döneminde kalça kırıkları kadınlarda daha sık görülür. Kalitesi azalmış kemik, hastanın evde ayağının bir yere takılıp düşmesi gibi basit bir nedenle kolaylıkla kırılabilmektedir. Bazen düşme olmaksızın zayıflamış kemiğin kendiliğinden yavaş yavaş kırılması da söz konusu olabilir.
İleri yaşla birlikte sıklıkla olan tansiyon düzensizliği, görme bozukluğu, reflekslerde ve kas güçlerinde azalma kişiyi düşmeye yatkın hale getirir. Yaşlı bir insanın ayaktayken yere düşmesi kalça kırığı için yeterli enerjinin çok daha fazlasını oluşturmakla birlikte düşmelerin % 2 den azı kalça kırığıyla sonuçlanmaktadır.
Kalça kırığının tanısı nasıl konur?
Yerinden kaymış kalça kırıklarında tanı koymak kolaydır. Hasta yürüyemez ve kalça bölgesinde hareketle artan şiddetli ağrı vardır. Kırık taraftaki bacak kısalmış ve dışa dönmüş vaziyettedir. Tanı için röntgen çoğu kez yeterli olur. Ancak yerinden kaymamış bazı kırıklarda röntgen yeterli olmayabilir. Bu durumlarda ilaveten bilgisayarlı tomografi ve manyetik rezonans gibi ileri tanı yöntemlerine başvurulur.
Düşme sonrası kalçada ağrı ve yürüyememe şikayeti olan yaşlı hastalarda kalça kırığından şüphelenilmeli ve hasta üzerine bastırılmadan kısa sürede ambulansla hastaneye götürülmelidir. Yaşlılarda açıklanamayan kalça veya kasık ağrılarında kırık akla getirilmeli ve tetkik ettirilmelidir.
Kalça kırığında ameliyat mutlaka gerekli mi? Ne tür ameliyatlar var?
Kalça kırığı tedavisinde amaç hastayı yatağa bağımlılıktan bir an önce kurtarmak ve eskisi gibi yürümesini sağlamaktır. Bunun için tek çözüm ameliyattır. Cerrahi tedavide iki farklı seçenekten birine karar verilir. Bunların ilki kırık parçaları uç uca getirip kaynatmayı hedefleyen ameliyatlardır. Osteosentez denen bu ameliyatlar, kırık kaynama potansiyeli yüksek olan uyluk kemiği boynunun alt bölgesindeki (trokanterik bölge) kırıklarda her yaşta, boyun kırıklarında ise çok yaşlı olmayıp aktif yaşam beklentisi olan ve hastaneye gecikmeden getirilmiş hastalarda uygulanabilir. Bu ameliyatlarda kırığı sabitlemek amacıyla kalça kırıkları için imal edilmiş özel çivi, plak veya vida sistemleri kullanılır. Kaynama süresince hasta o tarafına tam yük vermeden yürür. Eğer hastanın ve kırığın durumu elveriyorsa osteosentez ameliyatı tercih edilmesi gereken seçenektir. İkinci ameliyat seçeneği ise protezdir. Protez, kırık kaynama potansiyeli düşük olduğu bilinen uyluk kemiği boynunun özelikle yerinden kaymış kırıklarında ve çok yaşlı hastalarda tercih edilmektedir. Bu ameliyatlarda kırığın üst tarafında kalan uyluk kemiği başı çıkarılıp yerine metal protez yerleştirilir. Bu ameliyattan sonra hastanın hemen tam yük vererek yürümesi mümkün olmaktadır.
Kalça kırığı ameliyat edilmezse ne olur?
Yaşlılarda güçlükle dengede olan organ sistemleri ve ruhsal durum kalça kırığıyla tamamen bozulur. Metabolik dengeler alt üst olur. Şeker hastalığı, kalp hastalığı, akciğer hastalığı gibi önceden var olan hastalıklar giderek ağırlaşır. Kırık ufak hareketlerle dahi çok ıstırap verdiğinden tuvalet ihtiyacının karşılanması ve temizliğin sağlanması hem hasta hem de bakımı sağlayan kişilere ciddi zorluk oluşturur. Yatağa temas eden yerlerde bası yaraları çıkabilir. Uzun süreli yatağa bağımlılık sağlıklı bir yaşamla bağdaşmamaktadır.
Hasta ameliyat edilmeden aylarca bakım ve destek tedavisiyle hayatta tutulabilmişse bile kalça kırıklarının büyük kısmı kendiliğinden kaynamaz. Bu da yürümeye engel teşkil eden ciddi sakatlık bırakacaktır.
Bütün bu sorunlar ancak hastanın ameliyat edilmesi ve bir an önce ayağa kaldırılmasıyla aşılabilir.
Kalça kırığı ameliyatının riskleri nelerdir?
Kalça kırığı geçiren yaşlı insanların, ameliyat edilmelerine rağmen ilk 3 ay içinde yaşamlarını kaybetme ihtimalleri % 20 gibi çok yüksek oranlardadır. Burada en önemli etmen, hastanın önceden var olan sistemik sağlık sorunlarıdır. Ayrıca ameliyat sahasında iltihaplanma, bacak toplar damarlarında biriken kan pıhtısının yol açtığı tıkanma ve bu pıhtının akciğer veya beyne sıçraması gibi sorunlarla karşılaşılabilmektedir.
Riskleri azaltmak amacıyla ameliyattan önce hastalara bir seri tetkik ve sistemik muayeneler yapılır. İlgili branş hekimleri beraberce hastayı değerlendirir ve gerekli görülen tedaviler uygulanmaya başlanır. Durum hasta ve yakınlarına etraflıca anlatılır. Ameliyat öncesi hazırlıkların eksiksiz ve süratle yapılması, ameliyatın başarıyla gerçekleştirilmesi, olabilecek tıbbi sorunları öngörerek gerekli önlemlerin alınması, ameliyat sonrası kaliteli bakım ve uygun tedavi ile riskler en aza indirilebilmektedir.
Kalça kırığından nasıl korunabiliriz?
Kırıkların daha çok osteoporoza bağlı olduğu ve evde basit düşmeler sonucu oluştuğu hatırlanırsa önlemlerin hem osteoporozu önleme ve tedavi etmeye hem de düşme riskini azaltmaya yönelik olması gerektiği anlaşılır. Osteoporozu önlemenin belli başlı yolları; kilo almamak, yaşa uygun düzenli egzersiz ve yürüyüş yapmak, düzenli olarak güneşe çıkmak ve gıdalarla yeterli kalsiyum almaktır. Özellikle menapoz dönemi kadınlarda kemik yoğunluğu ölçümü kemik kalitesi hakkında daha somut bilgi edinmeye yardımcı olur.
Düşme riskini azaltmaya yönelik yaşamla ilgili bazı düzenlemeler yapılabilir. Evde yürüme alanından halı parçalarının, kapı eşiklerinin ve bağlantı kablolarının kaldırılması, halıların sabitlenmesi, banyo gibi kaygan zeminlere kaymayan zemin örtüleri yerleştirilmesi, banyo ve tuvaletlere tutamak konulması ve yaşam alanının yeterli aydınlatılması bu önlemlerdendir. Özellikle yalnız yaşayan yaşlıların yardıma ihtiyaçları olduğunda kendilerini haber verebilmeleri için tuvalete giderken bile yanlarında cep telefonu bulundurmaları veya boyunlarına düdük asmaları önerilmektedir. Baston kullanmak eklemlere binen yükü azalttığı gibi dengeye de katkı sağlar. Düşmemek için evden çıkmamaya karar vermek en büyük yanlıştır. Aksine emniyetli olmak şartıyla her gün makul mesafelerde ve güneş görecek şekilde yapılacak yürüyüşler sağlıklı kalmak için daha doğru olacaktır. Unutulmamalıdır ki kalça kırığını önlemek kırığı tedavi etmekten çok daha kolay ve her açıdan daha avantajlıdır.